Tycoon oyunlarından oldum olası uzak durmuşumdur. Bana fazla bir şey katmadığını katmayacağını da düşünürüm. Kim bir limonata satıcısının veya bir hayvanat bahçesinin içeriğiyle ilgilenebilir ki? Ama ilgilenen var ki başta Microsoft olmak üzere bir çok oyun yapımcısı Tycoon oyunlarına mutlaka yer ayırıyor. Hatta devam oyunları yapıyor Zoo Tycoon 2 gibi.



Tycoon türü ile ilgili küçük bir açıklama yapmak isterim. Bu türde olan oyunlarda görev aldığınız mekanın her şeyiyle siz ilgilenirsiniz. Bir nevi SimCity gibidir. Ama bir simülasyon değildir. Tycoon oyunlarında temelde yapılan şey aynıdır. Siz bir yer kurarsınız, o yerde bir şeyler sergiler, satar veya gösterirsiniz, bunların izleyicileri vardır, siz o izleyicileri memnun etmeye çalışıp onlardan gelen paraları tekrar açtığınız yeri geliştirmekte harcarsınız. Genel hatlarıyla oyun böyle akıp gider ve genelde bitmezler taa ki siz doyuma ulaşana kadar. Yeni nesil Tycoon oyunlarında görevlendirme sistemi de mevcuttur. Size bir görev verilir kurduğunuz yerle ilgili ve siz o görevi yapmaya çalışırsınız. Örneğin gelen müşterilerin %50’dan fazlası mutlu olsun gibi. Bu görevi yaparsanız başka bir görev gelir ve bunlar aşama aşama gider. Sanırsam Tycoon oyunları hakkında ufak çaplıda olsa bir fikriniz var artık.



Tanıtacağım oyun Zoo Tycoon 2 adından da anlaşılacağı gibi “Hayvanat Bahçesi İşletmeciliği” üzerine kurulmuş olan bir oyun. Serinin ilk oyunu dönemin 2 boyut teknolojisini kullanmış daha çok oyun yönü ağır basan bir yapımdı. Fakat o dönemde aileler bu yapımı çocukları için çok uygun gördüler (Prison Tycoon’u uygun görecek değiller ya)).
Bunun üzerine de günümüz bilgisayar ve donanım teknolojilerini kullanarak daha eğlenceli, daha renkli ve daha eğitici, öğretici olan ikinci bir Zoo Tycoon yaptılar. Oyunun amacı yukarıda da anlattığımın aynısı. Bir park kurun, yeni hayvanlar alın, parka müşterileri alın, müşterileri parkınızın durumuyla ve hizmetlerinizle memnun edin, parka çalışanlar alın, parkınız müşterilerinizi daha da memnun etsin, memnun müşterilerden gelen paralarla çalışanlarınıza para verin, geriye kalan parayla parkınıza yeni hayvanlar yeni yapılar alın ve böyle sürüp gitsin… Kolay değil mi?)



Oyunda üç temel oyun modu var. İlki 17 değişik görevden oluşan sizi zorlayacak “campaign” modu. ikincisi “challenge” mod. Adından da anlaşılacağı gibi sizi mücadeleye sokacak bir oyun modu. Bu moda belli bir zaman dilimi içerisinde sizden istenilen para miktarına ulaşmanız tarzı zorlayıcı ve bir o kadarda eğlenceli kriterler bulunuyor. Sonuncusu ve belki de en zevkli mod “sandbox” modu. Zaten bu mod bütün Tycoon severlerin oynamayı en çok sevdiği moddur. Sınırsız para. Bir göreviniz yok. İstediğiniz ve hayallerinizdeki hayvanat bahçesini kurmanız için hiçbir engel yok.



Oyun sizi en fazla (o da “campaign” moda) 10 saat makine başında tutabilir. Bu 10 saatte yapacağınız tek şey hayvanlarınızı, çalışanlarınızı ve müşterilerinizi memnun tutarak para kazanmak. Fakat yapımcılar zaten bu oyunu oyun delileri için değil biraz aile ve çocukları düşünerek yapmışlar. Grafikler ve oyunda kullanılan renkler daha canlı ve daha çekici hale gelmiş. En ufak bir kasvet yok ve en tehlikeli hayvanlar bile oldukça şirin görünüyorlar. Ayrıca oyunun 3 boyutlu hazırlanması bu oyunu oynayan küçük yaştaki çocuklar için çok güzel bir avantaj sunuyor. Herhangi bir çalışanın veya müşterinizin gözünden parkı dolaşmanız mümkün oluyor. “Hayvanat bahçem yukardan güzelde bir de içerden bakayım” diyen arkadaşlarımızın isteğini karşılayan bir şey bu. Ayrıca 3 boyut teknolojisi sayesinde her şey daha bir hareketli olmuş. Ailelerin bu oyunu çocukları için tercih etmelerinin sebebi de bu canlılık olsa gerek. Dışarı çıkıp hayvanat bahçesine veya derslerde herhangi bir hayvanla ilgili bilgi almadan önce çocukları bu oyun karşısında hayvanlarla ilgili ön eğitim alabilir. Bu da oyunun eğitici ve öğretici yönünü gösteriyor. Hatta yapımcıların oyun içerisine koyduğu (ki bu özellikle daha önce de bir çok oyunda karşılaşmıştık) “fotoğraf çekme” özelliği ile kendi parklarının veya hayvanlarının fotoğraflarını çekerek internet ortamında arkadaşları ile paylaşmalarını sağlamış. Unutmadan söyleyeyim bu “fotoğraf çekme” özelliği sadece zevk için değil bazı görevlerinizi de oluşturabiliyor. Örneğin parkınızda bulunan bir çitanın hareket halindeki fotoğrafını çekmek sizin bir göreviniz oluyor.



Oyun her ne kadar küçük yaş oyuncu grubunun ağzını sulandırsa da sistem gereksinimleri pek bir küçük değil. 2.0 GHz işlemcili, 512 MB RAM ve GeForce 5500 ekran kartında bile yer yer takılmalar ve yavaşlamalar mevcut. 3 boyut teknolojisinin getirdiği avantajların yanında götürdüğü şeylerden biri de bu sistem gereksinimleri olmuş dostlarım. Fakat bundan daha iyi bir makineniz mevcutsa hiçbir problem yaşamayacaksınız.



Oyunun grafiklerinden bahsettikten sonra müziklerine değinmeyi unutmuşum. Müzikler ve sesler bu oyun için oldukça yerinde olmuş. Sade rahatsız etmeyen güzel ve eğlenceli müzikler var. Fakat duruma göre değişmeyen ve öyle devamlı tekrar eden müzik bir süre sonra sizi sıkıyor. Hayvan sesleri yine ilk oyunda olduğu kadar güzel olmuş. Fakat parkın genel havasını ve kalabalığını bizlere yansıtan bir efekt sistemi kullanılmamış. Ama oyunun asıl amacının ses olmadığını düşünürsek “iyi” demekle yetinebiliriz.

Hayvan severlerin, küçük çocuklarına hayvanları dijital ortamda göstermek isteyen ailelerin, hayvanları tanımak isteyen oyuncu dostlarımın, tycoon oyunu hastalarının ve sıkıntıdan patlamış elinde oyun olmayan oyuncu dostlarımın mutlaka görmesi gereken bir oyun. Tycoon sevmeyenler ise bucak bucak kaçsın çünkü tycoon oyunlarının bütün özellikleri bu oyunda mevcut. Güzel bir sanal hayvanat bahçesi gezintisi için ideal bir oyun… Hepinize İyi Oyunlar…